Haber

“Deprem mağdurları için yapılacak mekanlarda peyzaj terapi için önemlidir” değerlendirmesi

Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü. Mustafa Var, depremzedeler için oluşturulacak yeni yerleşim yerlerinde çevre düzenleme çalışmalarının afeti yaşayanların tedavisi için çok değerli olduğunu söyledi.

prof. Dr. Var, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından yeni yapılacak mekanlarda çevre düzenleme çalışmalarının büyük değer taşıdığını belirterek, rahatlık, rahatlama ve huzur ortamı yaratacak peyzaj mekanlarının tasarlanması gerektiğini söyledi.

Bu amaçla rahatlık, rahatlık, tanıdık nesne ya da malzemelerin kullanılması gerektiğine değinen Var, “Yumuşak hatlar, kıvrımlı formlar ve boşluklar, yatay hakimiyet, yumuşak dokuda hoşa giden formlar ve ışık kullanımına dikkat edilmelidir.” söz konusu.

Peyzaj terapisinin aslında yeni bir kavram olmadığını ifade eden Var, Orta Çağ’dan başlayarak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sıklıkla uygulanan bir işlem olduğunu, bitkiler, renkler, sesler ve uygun tasarımların su ile yapılması gerektiğine değindi. terapötik özelliklere sahiptir.

Depremzedeler için yapılan tasarımlarda dengesiz şekillerden, mantıksız kombinasyonlardan ve sert pürüzlü yüzeylerden kaçınılması gerektiğini belirten Var, şöyle devam etti:

“Üzüntü ve melankoli hissi yaratacak manzaralardan kaçınılmalıdır. Söğüt, sütunlu selvi gibi kasvetli sarkık formlu bitkiler kullanılmamalıdır. Griler ve donuk yeşil renk hakimiyetinden kaçınılmalıdır. Hastane bahçelerinde olduğu gibi yoğun kırmızı tonlar gül gibi bitkiler insanı paniğe kaptırır.Bize kanı hatırlatıyorsa,insanlar üzerinde ruhen tedavi edici,rahatlatıcı,sakinleştirici ve neşelendirici etki yaratacak şekilde kullanılması ana unsur olmalı ve çeşitleri Renk devamlılığı ve canlılık gösterecek dört mevsim boyunca seçilmelidir.

“Su yüzeyleri gibi görsel unsurlara da planlamada yer verilmeli”

prof. Tekniğine uygun tasarımlarla afetten etkilenenlerin uzun vadeli olumsuz etkileşimini azaltmanın veya ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu belirten Dr. Var, şunları söyledi:

“Yeşilin sakinleştirici etkisinin yanı sıra diğer sakinleştirici etkisi olan su yüzeyleri gibi görsel unsurlar da planlamada yer almalıdır. Sakin su havuzları kullanılarak insanlara sakinlik, güven ve huzur duygusu, bazen de sakinlik duygusu kazandırılabilir. Kısmen hareket eden suları kullanarak heyecan ve şevk duygusu uyandırır.Ancak yüksek akışlı ve gürültülü şelalelere izin verilmemelidir.Çocukların korku ve endişelerini yenmeleri, fiziksel, zihinsel ve davranışsal deneyimlerini bireysel veya toplu olarak kontrol altında tutabilmeleri için. açık alanlarda spor onlar değerlidir. Sistematik egzersizler ve yürüyüşler vücudun daha fazla oksijen almasına yardımcı olur ve rahatlama sağlar. Bu amaçla çocuklar ve yetişkinler için çeşitli beden eğitimi alanları ve spor alanları tasarlanmalıdır.

Depremi yaşayan bireylerin kapalı alanlardan kaçınarak daha çabuk sosyalleşip normale döneceğinin altını çizen Var, projelerde açık ve yarı açık oturma üniteleri, sosyal etkileşime olanak sağlayan meydanlar ve küçük gösteri alanlarına yer verilmesi gerektiğine işaret etti.

Tasarımlarda kent kimliğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Var, bölgenin ekolojik kurallarına uyum sağlayacak ve kent kimliğini yansıtacak şekilde tüm yapısal ve bitkisel nesnelerde doğal türlere yer verilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

habercameli.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort