Keçiören’de 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan ilaçlamayla ilgili 3 kişiye iddianame
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Keçiören’de 2 kişinin ölümüne neden olan, 13 kişinin de etkilendiği apartmanda tahtakuru ilacı sıkan sakin ve 2 kişi hakkında “birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan dava açtı. bilinçli ihmal yoluyla” ve “zehirli madde imal ve üretmek”. “Kaçakçılık” suçundan iddianame hazırladı.
Cumhuriyet Savcısı Lütfü Karakuş tarafından hazırlanan iddianameye göre, Sancaktepe Mahallesi’ndeki apartmanın 7 numaralı dairesinde oturan Cibuti asıllı şüpheli Ramazan Abass Aden, 14 Haziran’da telefon numarasını bulduğu şüpheli İbrahim Çatuk ile iletişime geçti. çünkü evinde haşereler ve tahtakuruları vardı.
Çatuk, şüpheli Burak Akça ile birlikte Aden’in evine giderek evin dezenfekte edilmesi konusunda anlaştı. Aynı gün Çatuk, Akça’yı ve alüminyum fosfit içeren ilacı evin uygun köşelerine koyarak, evin 3 gün kullanılmaması gerektiğini söyledi. İlaçlamanın ardından Aden, apartman yönetimine ve bina sakinlerine haber vermeden evden ayrıldı.
Ertesi gün 10 numaralı dairede yaşayan Veysel, Türkan ve 10 yaşındaki kızları Elif Sude Sabancılar mide bulantısı ve kusma şikayetiyle hastaneye başvurdu. Gıda zehirlenmesi nedeniyle taburcu edilen Türkan ve Elif Sude Sabancılar, durumları kötüleşince bir süre sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
İlaçlamanın yapıldığı bina ve bitişiğindeki binada yaşayan 13 kişi de kusma, mide bulantısı, baş dönmesi gibi şikayetlerle hastanelere başvurarak tedavi altına alındı.
Adli Tıp Kurumu, anne ve kızının alüminyum fosfit zehirlenmesi sonucu hayatını kaybettiğini belirledi.
“Uzun zamandır bunu yapmıyordum”
İddianamede ifadesi yer alan Çatuk, elinde pestisit sertifikası bulunduğunu ve olay günü adrese giderek pestisit sıktığını anlattı.
Aden ile anlaşarak tahtakurularına karşı etkili bir ilaç olan alüminyum fosfidi Ulus’tan aldığını belirten Çatuk, daha sonra özel ekipmanlar takarak tabletleri yatak odası, oturma odası ve salona koyduğunu, odanın kapılarını kapattığını söyledi. Dışarı sızmalarını önlemek için kapıların çevresine anahtar deliğine kadar tam bir bant yapıştırın. Yapıştırdığını belirtti.
Ev sahibine 3 gün boyunca eve girmemesi gerektiğini söylediğini belirten Çatuk, şu açıklamayı yaptı:
“Uzun süredir bu işlemi yapmıyordum. Bildiğim tüm önlemleri uyguladım. Elimdeki sertifika tahtakurusu ilaçlamasında kullanılan ilacı kullanmaya yetmiyor. Bu ilacı kullandığıma pişman oldum. Tavsiyesiyle aldım. Ulus’ta ürünü satan kişilerden biri. Püskürttüğüm dairede herhangi bir ölüm ya da yaralanma olmadı. “Üçüncü gün karşı apartman sakinlerinin de yaralandığını, 2 kişinin de hayatını kaybettiğini öğrendim. Elimde ilacı satın aldığıma dair herhangi bir belge veya fatura yok.”
Şüpheli Akça da ifadesinde, olay günü üvey babasının işyerine giderek kendisine ilaç işi yaptığını söylediğini belirtti. Bunun üzerine ilacı almak için önce Ulus’a, ardından da olayın yaşandığı apartmana gittiler.
Dairenin kapısında beklediğini ve içeri girmediğini iddia eden Akça, “Babam işini yapıp dışarı çıktıktan sonra Keçiören’e doğru yola çıktık. Benim de babamla aynı ilaç sertifikası var. Ancak bende yok.” Henüz dosyaya sundum.” İfadelerini kullandı.
“Ruhsat ve sertifikası olmadığı halde ilacı kullandı.”
Şüpheli Aden, ifadesinde yüksek lisans eğitimi için Türkiye’de bulunduğunu, zirai ilaç sıkılan 7 numaralı dairede eşi ve çocuklarıyla birlikte kiracı olarak yaşadığını belirtti.
Tahtakurular nedeniyle dairesini dezenfekte ettirmek istediğini belirten Aden, telefonda konuştuğu kişinin kendisine ilaçlama için bir çalışan göndereceklerini, ilaçlamadan 6 saat sonra evi kullanabileceklerini söylediğini, ilaçlamadan 6 saat sonra evi kullanabileceklerini ifade etti. fiyatı 300-500 lira civarında olacaktır.
Aden, aynı gün Akça ile birlikte eve gelen Çatuk’un kendisine bu ilaçlamayla böceklerin tamamının ölmeyeceğini, tamamen kurtulmak istiyorsa farklı bir ilaç kullanabileceğini söylediğini, Bunun bedeli 3 bin liraydı, 3 gün eve girilmemesi gerektiğini o da kabul etti.
Çatuk’un, alüminyum fosfit etiketli silindir kutunun içinden çıkardığı tabletleri evin köşelerine koyduğunu, ilaçlama tamamlanınca ücretini Çatuk’un açtığı hesaba ödediğini, bunu mahalle sakinlerine söylemediğini anlattı. ya da binanın yöneticisi evi dezenfekte ettireceğini söyledi.
23,5 yıla kadar hapis cezası talebi
İddianamede, Çatuk ve Akça’nın, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ruhsatlı olan ve bakanlık tarafından yetkilendirilmiş uzmanlar tarafından uygulanması gereken ilacı, ellerinde bu ilaca ilişkin ruhsat ve belgeler olmamasına rağmen kullandıkları belirtildi.
Alüminyum fosfit tabletlerin ortamdaki nemi emerek veya suyla temas ederek “fosfin gazı” açığa çıkardığının belirtildiği iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Şüpheli Çatuk’un, yutulması ve solunması halinde öldürücü olan bu ilacı nereden ve nasıl elde ettiğini açıklayamadığı anlaşıldı. Aden’in, Çatuk’un uyarısı üzerine ilaçlanan evde kalmadığı ancak binaya haber vermediği belirlendi. Bu nedenle her 3″ şüphelinin 2 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olacak şekilde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, öngörebilecekleri bir sonucun ortaya çıktığı anlaşılmıştır. istememelerine rağmen ayağa kalktılar.”
Mahkeme iddianameyi kabul ederse Çatuk, “kasten taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” ve “zehirli madde imal ve ticareti” suçlarından 3 yıl 2 aydan 23 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılırken, Aden ve Akça, “kasten taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak” suçundan cezalandırılacak. 3 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanacaklar.